- gözdağı
- gözdağı s1) (tehdit) Drohung f, Bedrohung f\gözdağı vermek bedrohen2) (yıldırma) Einschüchterung f\gözdağı vermek einschüchtern
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
gözdağı — is. Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit Ona korku ve gözdağı aracı ile birtakım emirler verilir, yasaklar konur. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözdağı vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözdağı vermek — (birine) sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
GÖZDAĞI — t. Mc: Birini istenilen yola getirmek için samimi olmayan şiddet gösterişleriyle korkutmak ve tehdit etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
höt demek — gözdağı vermek, korkutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şantaj yapmak — gözdağı vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehdîd — (A.) [ ﺪیﺪﻬﺕ ] gözdağı. ♦ tehdîd edilmek gözdağı verilmek. ♦ tehdîd etmek gözdağı vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
dağ — 1. is., Far. dāġ 1) Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan 2) İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık 3) mec. Büyük üzüntü, acı Birleşik Sözler gözdağı 2. is. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünmek — nsz 1) Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek Kapıda Eda Hanım göründü ve ona hatır sordu. P. Safa 2) İzlenim uyandırmak Üzgün ve yorgun görünüyordu. H. Taner 3) Benzemek, görünüşünde olmak 4) mec. Azarlamak Çocuk pek azdı, biraz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırpalama — is. Hırpalamak işi Bağırmaya kalkınca delikanlı da gözdağı kabilinden onu bir parça hırpalamaya mecbur olmuş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkutmak — i 1) Korkmasına yol açmak Yılan beni o kadar korkutmuştu ki bakarken kuşun hesabına ondan ben korkuyorum. M. Ş. Esendal 2) Kaygıya düşürmek Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri karımız olacak kadında bizi korkutur … Çağatay Osmanlı Sözlük